İşteBuFirma İndir

Tanıma ve Tenfiz Davası Şartları Nelerdir? Hukuki Gereklilikler ve Başvuru Kılavuzu

Küreselleşen dünyada, farklı ülkelerde alınan mahkeme kararlarının başka bir ülkede hukuki sonuç doğurması giderek yaygınlaşıyor. İşte tam da bu noktada Tanıma ve Tenfiz Davaları devreye giriyor. Özellikle yurt dışında boşanma, miras veya alacak gibi konularda alınan kararların Türkiye'de geçerlilik kazanabilmesi için belirli tanıma tenfiz şartları aranır. Bu süreç, bir yabancı mahkeme kararı tanıma ve onu Türk hukuk sistemine entegre etme adımıdır. Bu makalemizde, hukuki gereklilikler ve detaylı bir başvuru kılavuzu ile tanıma ve tenfiz davalarının karmaşık yapısını anlaşılır bir dille ele alacağız.

Tanıma ve Tenfiz Davası Nedir?

Yabancı bir ülkede verilmiş olan mahkeme kararlarının Türk hukuk sisteminde geçerlilik kazanabilmesi için iki farklı hukuki yol bulunur: Tanıma ve Tenfiz. Her ikisi de yabancı mahkeme kararının Türkiye’de hukuki sonuç doğurmasını amaçlasa da, aralarında önemli farklar vardır.

  • Tanıma: Yabancı mahkeme kararının kesin delil veya kesin hüküm gücü taşıması için Türk mahkemelerince onaylanmasıdır. Örneğin, yurt dışında alınan bir boşanma kararının Türkiye’de nüfus kayıtlarına işlenmesi için tanıma davası açılması gerekir. Tanınan karar, Türk mahkemelerinde başka bir dava için delil teşkil edebilir ancak icrai niteliği yoktur.
  • Tenfiz: Yabancı mahkeme kararının Türkiye’de icra edilebilir, yani cebri icra yoluyla uygulanabilir hale gelmesidir. Örneğin, yabancı mahkemece verilen bir tazminat veya nafaka kararının Türkiye’de tahsil edilebilmesi için tenfiz davası açılması zorunludur. Tenfiz, tanımanın aksine icrai bir nitelik taşır.

Tanıma ve Tenfiz Davası Şartları Nelerdir?

Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK) tarafından belirlenen ve yabancı mahkeme kararlarının Türkiye'de tanınması veya tenfiz edilmesi için aranan temel şartlar şunlardır:

Kesinleşmiş Yabancı Mahkeme Kararı

Tanıma ve tenfiz davasına konu olacak yabancı mahkeme kararının verildiği ülke hukukuna göre kesinleşmiş olması gerekir. Yani, o karara karşı normal kanun yollarına (istinaf, temyiz vb.) başvurma süresi dolmuş veya bu yollar tükenmiş olmalıdır. Kesinleşmemiş bir karar ile tanıma veya tenfiz davası açılamaz.

Kararın Kamu Düzenine Aykırı Olmaması

Yabancı mahkeme kararının, Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması en temel şartlardan biridir. Örneğin, Türk hukukunda suç sayılan bir fiil üzerinden verilmiş bir ceza kararı veya eşitsizliği öngören bir miras kararı kamu düzenine aykırı sayılabilir. Bu, Türk hukukunun temel prensiplerine ve ahlaki değerlerine ters düşmemesi anlamına gelir.

Yargılama Yetkisi ve Savunma Hakkı

Yabancı mahkemenin, yargılamayı yaptığı konuyu kendi hukukuna göre doğru bir şekilde değerlendirmiş olması ve özellikle davalıya usulüne uygun şekilde tebligat yapılmış olması, savunma hakkının tanınmış olması gerekir. Davalının savunma hakkının kısıtlandığı veya tebligatın usulsüz yapıldığı bir karar Türkiye'de tanınmaz veya tenfiz edilmez.

Mütekabiliyet (Karşılıklılık) İlkesi

Tenfiz davaları için aranan önemli bir şart da mütekabiliyet yani karşılıklılık ilkesidir. Türkiye ile yabancı ülke arasında ya hukuki bir antlaşma bulunmalı ya da fiili olarak o ülkenin mahkemeleri de Türk mahkeme kararlarını tenfiz ediyor olmalıdır. Tanıma davalarında bu şart aranmasa da, bazı durumlarda fiili mütekabiliyet gözetilebilir. Bu ilke hakkında daha fazla bilgiye Wikipedia'dan ulaşabilirsiniz.

Türk Mahkemelerinin Münhasır Yetkisine Girmeyen Bir Konu Olması

Karara konu olan meselenin, Türk mahkemelerinin münhasır (tek ve devredilemez) yetkisine giren bir konu olmaması gerekir. Örneğin, Türkiye'de bulunan taşınmaz mallarla ilgili davalar Türk mahkemelerinin münhasır yetkisindedir. Bu tür konularda yabancı mahkemece verilmiş kararlar tanınmaz veya tenfiz edilmez.

Usulüne Uygun Tebligat ve Kararın Kesinleşmesi

Yukarıda da değinildiği gibi, yabancı mahkeme kararının verildiği davada, Türk vatandaşının savunma haklarına riayet edilmiş ve usulüne uygun tebligat yapılmış olması şarttır. Ayrıca, kararın verildiği ülkenin kanunlarına göre kesinleşmiş olması ve temyiz yolunun kapanmış olması da aranan temel koşuldur.

Tanıma ve Tenfiz Süreci: Başvuru Kılavuzu

Tanıma veya tenfiz davası açmak için izlenmesi gereken adımlar ve dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:

Yetkili ve Görevli Mahkeme

Tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise, davalının yerleşim yerindeki veya Türkiye’deki mutad meskeninin bulunduğu yer mahkemesidir. Eğer davalının Türkiye’de yerleşim yeri veya mutad meskeni yoksa, Ankara, İstanbul veya İzmir Asliye Hukuk Mahkemelerinden birinde dava açılabilir.

Gerekli Belgeler

Dava dilekçesine eklenmesi gereken başlıca belgeler şunlardır:

  • Yabancı mahkeme kararının aslı ve Apostil şerhi (veya ilgili konsolosluktan onaylı sureti).
  • Kararın yeminli tercüman tarafından yapılmış, noter onaylı Türkçe tercümesi.
  • Kararın kesinleştiğine dair belge (ilgili mahkemeden veya konsolosluktan alınabilir).
  • Nüfus kayıt örneği, pasaport sureti gibi kimlik ve vekalet belgeleri (avukat aracılığıyla açılıyorsa).

Dava Dilekçesi ve Süreç

Hazırlanan dava dilekçesi ve ekli belgelerle birlikte yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine başvurulur. Mahkeme, dilekçeyi ve ekleri inceleyerek şartların oluşup oluşmadığına bakar. Yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olup olmadığı, usuli eksiklikler bulunup bulunmadığı gibi hususlar titizlikle incelenir. Bu süreç genellikle tek duruşmada karara bağlanabilir veya birkaç duruşma sürebilir. Sürecin yasal dayanağı olan Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'a Mevzuat Bilgi Sistemi üzerinden erişebilirsiniz.

Tanıma ve Tenfiz Arasındaki Fark

Yukarıda da belirtildiği gibi, tanıma ve tenfiz birbirine yakın kavramlar olsa da, hukuki sonuçları bakımından farklılık gösterirler. Tanıma, yabancı kararın Türkiye'de “kesin hüküm” veya “kesin delil” gücü kazanmasını sağlarken, herhangi bir cebri icra yetkisi vermez. Buna karşılık tenfiz, yabancı kararın Türkiye'de aynen bir Türk mahkeme kararı gibi “icra edilebilir” olmasını sağlar. Örneğin, yabancı ülkede boşanmış bir kişinin Türkiye'de yeniden evlenebilmesi için boşanma kararının tanınması yeterliyken, nafaka veya tazminat alabilmesi için tenfiz edilmesi gerekir.

Sonuç

Tanıma ve Tenfiz Davaları, yabancı mahkeme kararlarının ulusal sınırlar içerisinde hukuki geçerlilik kazanması ve uygulanabilmesi için hayati öneme sahiptir. Bu davalar, uluslararası hukuki ilişkilerin düzenlenmesinde kilit bir rol oynar. Sürecin doğru ve eksiksiz ilerlemesi için yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olması, Türk kamu düzenine aykırı olmaması, savunma hakkına riayet edilmesi ve tenfiz için mütekabiliyet gibi temel tanıma tenfiz şartlarının sağlanması zorunludur. Karmaşık olabilen bu hukuki süreçte, bir uzmandan destek almak, hak kaybına uğramamak ve işlemlerin hızlıca tamamlanması açısından büyük önem taşımaktadır.



Kaynak: https://istebuavukat.com.tr/tanima-ve-tenfiz-davasi-sartlari-nelerdir-hukuki-gereklilikler-ve-basvuru-kilavuzu