Anksiyete ve Belirtileri
Anksiyete, stres durumuna verilen psikolojik tepkilerden biridir.
Özellikle tehlike anında organizmanın savunma, sakınma veya tetikte
olma halini ifade eder. Davranışsal teorilere göre, bu tepkiler
deneyim ve ödüllendirme yoluyla öğrenilebilir. Evcilleşme süreçleri
köpeklerden daha kısa olan kediler, doğal olarak daha ürkek ve
anksiyeteye yatkındır. Güvensiz ortamlarda sergilenen anksiyete,
doğaldır; ancak gerçek bir tehlike yokken tehlike varmış gibi
algılandığında, bu durum patolojik anksiyeteyi gösterir.
Anksiyetenin süresi ve şiddeti bireyler arasında farklılık gösterir;
çünkü anksiyeteye yol açan uyaranlar kişiden kişiye değişik şekilde
algılanır. Hayvanlarda panik ataklar, aniden ve nedensiz bir şekilde
ortaya çıkan yoğun anksiyete durumlarıdır ve bu durumlar, hayvanın
saldırganlığa kadar giden çeşitli tepkiler vermesine yol açabilir.
Fobiler ise belirli nesnelere, diğer hayvanlara veya insanlara karşı
duyulan korkuları ifade eder. Anksiyete, korku, fobi ve panik atak
gibi terimler bazen birbirinin yerine kullanılsa da, benzer
nörobiyolojik mekanizmalara sahip olup benzer davranışsal ve otonom
belirtilerle seyreden durumları tanımlar.
Anksiyetenin Nedenleri
Anksiyete üzerinde genetik faktörler, geçmiş deneyimler ve öğrenme
gibi etmenler etkilidir. Bunun yanı sıra, hayvanın çevresindeki
anksiyeteyi tetikleyen uyaranların sayısı ve çeşitliliği oldukça
fazladır. Bu uyaranlar görsel, duyusal, kokusal ve dokunsal gibi
kategorilere ayrılabilir. Bazı uyaranlar, hayvan sahipleri tarafından
fark edilmeyebilir. Örneğin, havadaki iyon seviyeleri veya barometrik
basınç değişiklikleri anksiyeteyi tetikleyebilir; bu durumlarda
hayvan sahibi anksiyetenin nedenini açıklayamaz. Anksiyete nedenleri
arasında bedensel hastalıklar, çevresel faktörler, rutin değişiklikler,
yalnız bırakılma, terk edilme, hayvan sahibinin ölmesi, evde yeni bir
bebek olması, hatalı ödüllendirmeler, cezalandırmalar ve sürekli
endişe yaratan uyaranların varlığı sayılabilir. Anksiyete, tek başına
bir patolojik durum olabileceği gibi, başka ciddi bozukluklarla da
ilişkili olabilir.
Anksiyetenin Nörobiyolojisi
Anksiyete, merkezi sinir sisteminde, özellikle bellek ve duygusal
durumdan sorumlu olan limbik sistemden kaynaklanır. Bu sistemde
anksiyete oluşumunda en önemli rolü oynayan yapı amigdaladır.
Anksiyete ile ilgili başlıca nörotransmitterler GABA, norepinefrin ve
serotonindir.
Anksiyetenin Belirtileri
Anksiyete, hem psikolojik hem de bedensel tepkilere yol açar. İlk
tepkiler otonom sinir sisteminden kaynaklanır ve bunları diğer
nörolojik, kardiyovasküler, gastrointestinal ve dermatolojik tepkiler
izler.
Bedensel Belirtiler:
- Kalpte çarpıntı ve taşikardi
- Hızlı solunum
- Titreme
- Kusma ve ishal
- Kedilerde pupillar midriazis, tüy dökme ve idrar kaçırma
Psikolojik Belirtiler:
- Hareketsizlik veya aşırı hareketlilik
- İştahsızlık
- Uygun olmayan yerlere işeme veya dışkılama
- Sinme, saklanma, çabuk ürkme ve aşırı ses çıkarma
Tedavi
Anksiyete tedavisi, nedenlerine ve belirtilerine yönelik olarak
tasarlanır. Nedene yönelik tedavi genellikle davranışsal terapilerle
gerçekleştirilir; bu, stres yaratan uyaranların azaltılması veya
ortadan kaldırılması, çevresel düzenlemeler ve rahatlama
egzersizlerini içerir. Eğer stresörler ortadan kaldırılamıyorsa,
duyarsızlaştırma tedavisi uygulanabilir. Birçok davranış bozukluğunda
ilaç önerilmese de, anksiyete bozukluklarında ilaç kullanımı, davranış
tedavisi kadar önemlidir. Anksiyeteye verilen tepkilerin kısa sürede
hafifletilmesi, hayvanın rahatlamasını sağlar ve bozukluğun
pekişmesini engeller.
Anksiyete İçin Kullanılan İlaçlar
-
Anksiyolitikler: Benzodiazepinler, azopironlar
-
Antidepresanlar: Trisiklik antidepresanlar (TCA),
seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI), monoamin oksidaz
inhibitörleri (MAOI)
-
Otonom belirtilere karşı kullanılanlar: Beta-blokerler,
alfa-2 agonistler
-
İlaç sayılmayan ajanlar: Feromonlar, nutrasötikaller
(a-casozepin)
Benzodiazepinler, anksiyolitik etkileri nedeniyle en etkili ilaçlar
arasında yer alır; ancak etki süreleri kısa olduğu için genellikle
spesifik fobilerin tedavisinde daha uygundur. Uzun süreli kullanımları
yan etkilerin artmasına ve tolerans gelişimine yol açabilir.
Azopironlar, önemli bir yan etkisi olmayan ve genellikle kronik
anksiyete bozukluklarında kullanılan serotonin etkili ilaçlardır.
Antidepresanlar ise etkilerini genellikle serotonine bağlı olarak
gösterir ve etkilerinin görülmesi birkaç hafta sürebilir.
Beta-blokerler, anksiyetenin fiziksel semptomlarına yönelik önemli bir
tedavi seçeneğidir, ancak doğrudan anksiyete üzerinde etkileri yoktur.
GABA’yı etkileyen doğal maddeler, genel anksiyete durumlarında güvenle
kullanılabilir. Feromonlar ise rahatlatıcı etkileriyle anksiyete
semptomlarının hafifletilmesine yardımcı olabilir.
Her bireyde anksiyete farklı şekillerde seyrettiği için, spesifik bir
tedavi planı oluşturmak önemlidir. Anksiyete tedavisi genellikle uzun
süre gerektirdiğinden, kullanılacak ilaçların yan etkilerinin dikkatlice
değerlendirilmesi gerekir.