İşteBuFirma İndir

Deniz Kamu Hukuku: Uluslararası Sular ve Egemenlik Mücadelesi

Gezegenimizin üçte ikisinden fazlasını kaplayan okyanuslar ve denizler, tarih boyunca medeniyetler için birer kaynak, ticaret yolu ve stratejik güç unsuru olmuştur. Peki, bu devasa su kütlelerini kim yönetir? Devletlerin yetkileri nerede başlar, nerede biter? İşte bu karmaşık sorulara yanıt veren disiplin, Deniz Kamu Hukuku'dur. Bu hukuk dalı, uluslararası sular üzerinde devletlerin egemenlik haklarını ve sorumluluklarını düzenleyerek, küresel barış ve iş birliğinin denizlerdeki teminatı olmayı hedefler. Gelin, bu büyüleyici alanın derinliklerine birlikte dalalım.

Deniz Kamu Hukukunun Temelleri ve Tarihsel Evrimi

Deniz Kamu Hukuku, en basit tanımıyla, devletlerin deniz alanlarındaki faaliyetlerini, yetkilerini ve bu alanların statüsünü düzenleyen uluslararası hukuk kurallarının bütünüdür. Kökleri, 17. yüzyıldaki "denizlerin serbestisi" (mare liberum) ve "kapalı deniz" (mare clausum) doktrinleri arasındaki tartışmalara kadar uzanır. Yüzyıllar süren bu geleneksel hukuk, 20. yüzyılda kodifiye edilerek modern bir yapıya kavuşmuştur.

Bu alandaki en önemli dönüm noktası, şüphesiz 1982'de kabul edilen ve adeta "denizlerin anayasası" olarak nitelendirilen Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS)'dir. Bu sözleşme, deniz alanlarının paylaşımından kaynakların kullanımına, deniz çevresinin korunmasından bilimsel araştırmalara kadar pek çok konuyu kapsamlı bir çerçeveye oturtmuştur.

Deniz Yetki Alanları: Kıyıdan Açık Denizlere Bir Yolculuk

UNCLOS, bir kıyı devletinin egemenlik haklarını ve yetkilerini kıyıdan uzaklaştıkça kademeli olarak azalan bir sistemle düzenler. Bu sistem, hem kıyı devletinin çıkarlarını korur hem de diğer devletlerin seyrüsefer gibi haklarına saygı gösterir. Gelin bu alanları sırasıyla inceleyelim.

İç Sular ve Karasuları: Tam Egemenlik Alanı

İç Sular: Limanlar, körfezler ve nehir ağızları gibi, esas hatların (kıyının en dış noktalarını birleştiren çizgi) kara tarafında kalan sulardır. Devlet, bu alanda tıpkı kara ülkesinde olduğu gibi tam egemenliğe sahiptir.
Karasuları: Esas hatlardan itibaren 12 deniz miline kadar uzanan deniz şerididir. Kıyı devleti bu alanda da tam egemenliğe sahiptir. Ancak tek bir istisna vardır: diğer devletlerin gemileri, kıyı devletinin barışına, düzenine veya güvenliğine zarar vermemek koşuluyla "zararsız geçiş" hakkından yararlanabilir.

Bitişik Bölge: Sınırlı Yetki Alanı

Karasularının bitiminden itibaren 12 deniz mili daha (kıyıdan toplam 24 mil) uzanan alandır. Devletin bu bölgede tam egemenliği yoktur; yalnızca gümrük, maliye, sağlık ve göçmenlikle ilgili yasalarının ihlalini önlemek ve cezalandırmak amacıyla denetim ve kontrol yetkileri bulunur.

Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ve Kıta Sahanlığı

Münhasır Ekonomik Bölge (MEB): Kıyıdan itibaren 200 deniz miline kadar uzanabilen bu alan, modern deniz hukukunun en önemli kazanımlarından biridir. Kıyı devleti, MEB'de deniz yatağı, toprak altı ve üzerindeki sularda bulunan canlı ve cansız tüm doğal kaynakları (balıkçılık, petrol, doğal gaz vb.) araştırma, işletme ve koruma konusunda münhasır egemen haklara sahiptir. Diğer devletler ise seyrüsefer ve uçuş serbestisinden yararlanmaya devam eder.
Kıta Sahanlığı: Bu kavram, bir devletin kara ülkesinin deniz altındaki doğal uzantısını ifade eder. Devlet, kıta sahanlığında, özellikle deniz yatağı ve altındaki madenler ile diğer cansız kaynaklar üzerinde egemen haklara sahiptir. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu birçok ülkenin deniz politikaları, bu deniz yetki alanları temelinde şekillenmektedir.

Açık Denizler: Tüm Devletlerin Ortak Alanı

Tüm bu bölgelerin ötesinde kalan sular ise "açık denizler" veya "uluslararası sular" olarak adlandırılır. Burası hiçbir devletin egemenliği altında değildir ve "denizlerin serbestisi" ilkesi geçerlidir. Tüm devletlerin gemileri burada seyrüsefer, balıkçılık, bilimsel araştırma yapma ve denizaltı kablo/boru hattı döşeme gibi özgürlüklere sahiptir.

Sonuç: Denizlerde Barışın Hukuki Çapası

Deniz Kamu Hukuku, devletlerin rekabet halindeki çıkarlarını dengeleyen hassas ve dinamik bir hukuk dalıdır. Kıyı devletlerine egemenliklerini ve ekonomik haklarını kullanma imkanı tanırken, aynı zamanda denizlerin tüm insanlığın ortak iletişim ve ticaret yolu olmasını güvence altına alır. Enerji kaynakları, balıkçılık ve stratejik geçiş yolları üzerindeki anlaşmazlıkların arttığı günümüz dünyasında, Deniz Kamu Hukuku'nun kuralları, uluslararası sular ve egemenlik mücadelesinde barışçıl çözümler için en sağlam hukuki çıpa olmaya devam etmektedir.



Kaynak: https://istebuavukat.com.tr/deniz-kamu-hukuku-uluslararasi-sular-ve-egemenlik-mucadelesi