İşteBuFirma İndir

Ceza Hukukunda Yazılılık Prensibi: Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi

Hukukun üstünlüğünün temel taşlarından biri olan yazılı hukuk anlayışı, özellikle ceza hukuku alanında kritik bir role sahiptir. Bu alanda karşımıza çıkan en önemli prensiplerden biri de Ceza Hukukunda Yazılılık Prensibi olarak da bilinen Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi’dir. Bu ilke, bir eylemin suç sayılabilmesi veya bir cezanın uygulanabilmesi için mutlaka kanunda açıkça belirtilmiş olmasını şart koşar. Peki, bu ilke neden bu kadar hayati ve birey hakları açısından ne gibi güvenceler sunar?

Yazılı Hukukun Temelleri ve Kanunilik İlkesi Nedir?

Yazılı hukuk, normların ve kuralların belirli bir düzene göre yazılı metinler halinde ortaya konulmasıdır. Bu, hukuki güvenliği ve öngörülebilirliği artırır. Ceza hukuku özelinde ise bu durum, “suçta ve cezada kanunilik ilkesi” ile vücut bulur. Latincede “Nullum crimen, nulla poena sine lege” yani “Kanunsuz suç ve ceza olmaz” şeklinde ifade edilen bu ilke, devletin cezalandırma yetkisini sınırlayan anayasal bir güvencedir. Bu sayede, kişiler hangi eylemlerinin suç teşkil ettiğini ve bu suçlara karşılık hangi cezaların uygulanacağını önceden bilme hakkına sahip olurlar.

Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesinin Kapsamı

Kanunilik ilkesi, sadece suçların ve cezaların kanunda açıkça yer almasını değil, aynı zamanda bu kanunların belirli özelliklere sahip olmasını da gerektirir. Bu ilkenin alt başlıkları, hukuki güvenliği sağlamak adına önemli güvenceler sunar:

Aleyhe Genişletme Yasağı (Kıyas Yasağı)

Ceza hukukunda kıyas, yani kanunda düzenlenmemiş bir durumu, benzerlik gösterdiği gerekçesiyle kanundaki başka bir suça veya cezaya uyarlayarak uygulama yasaktır. Bu durum, suç ve ceza tanımlarının yalnızca yasa koyucu tarafından belirlenebileceği ve yargıcın bu tanımları genişletemeyeceği anlamına gelir. Amaç, bireylerin öngöremediği durumlardan dolayı cezalandırılmasını engellemektir.

Geçmişe Yürüme Yasağı (Aleyhe Retrospektif Yasağı)

Kanunlar, kural olarak geçmişe yürümez; yani bir eylem işlendiği sırada yürürlükte olan kanunlara göre değerlendirilir. Eğer bir eylem işlendikten sonra yeni bir kanun yürürlüğe girer ve bu yeni kanun failin aleyhine ise (örneğin suça daha ağır bir ceza getiriyorsa), bu yeni kanun geçmişe yürütülerek uygulanamaz. Ancak, yeni kanun fail lehine ise (örneğin suçu suç olmaktan çıkarıyorsa veya daha hafif bir ceza öngörüyorsa), bu durumda lehe olan kanun geçmişe yürüyebilir. Bu ilke, Türk Ceza Kanunu'nun 7. maddesinde açıkça düzenlenmiştir.

Belirlilik İlkesi (Lex Certa)

Ceza normları, açık, net ve anlaşılır olmalıdır. Kanunlar, kişilerin hangi davranışlarının suç teşkil ettiğini tereddüde mahal vermeyecek şekilde belirlemelidir. Bu sayede bireyler, davranışlarını yasalara uygun bir şekilde düzenleyebilir ve olası hukuki sonuçlarını öngörebilirler. Muğlak veya belirsiz kanunlar, belirlilik ilkesine aykırıdır.

Ceza Hukukunda Yorum Sınırları

Ceza kanunlarının yorumlanmasında dikkatli olunmalıdır. Yargıç, kanun maddesini yorumlarken, kanunun özüne ve amacına uygun hareket etmeli, ancak yorum yoluyla yeni suçlar yaratmamalı veya mevcut suçların kapsamını sanık aleyhine genişletmemelidir. Daraltıcı veya sınırlayıcı yorumlar, genellikle kanunilik ilkesiyle uyumlu kabul edilirken, genişletici yorumlar ilkenin ruhuna aykırı düşebilir.

Kanunilik İlkesinin Birey Hakları Açısından Önemi

Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesi, sadece hukuki bir kaide olmanın ötesinde, bireysel özgürlüklerin ve hukukun üstünlüğünün teminatıdır. Bu ilke sayesinde;

  • Hiç kimse, kanunda açıkça suç sayılmayan bir fiilden dolayı cezalandırılamaz.
  • Devletin keyfi uygulamalarının önüne geçilir ve yargılamalarda objektiflik sağlanır.
  • Kişilerin hukuki güvenlikleri teminat altına alınır; herkes, hangi davranışın suç olduğunu önceden bilebilir.
  • Adil yargılanma hakkının önemli bir unsuru olarak kabul edilir.

Bu ilke, modern demokratik hukuk devletlerinin vazgeçilmez bir unsuru olarak kabul edilmektedir.

Türk Ceza Hukukunda Kanunilik İlkesi

Türk hukuk sisteminde de suçta ve cezada kanunilik ilkesi anayasal bir güvencedir ve Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 2. maddesinde açıkça düzenlenmiştir. TCK Madde 2'ye göre, “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.” Bu madde, ilkenin Türk ceza yargılamasındaki yerini net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Sonuç

Ceza hukukunda yazılılık prensibi ve suçta ve cezada kanunilik ilkesi, bireylerin keyfi uygulamalardan korunması, hukuki güvenliğin sağlanması ve adil bir yargılama ortamının tesis edilmesi açısından temel bir güvencedir. Hukuk devletinin varlığı için elzem olan bu ilke, sadece suç ve cezaların kanunla belirlenmesini değil, aynı zamanda bu kanunların belirli, açık ve geriye yürümeyen nitelikte olmasını da zorunlu kılar. Bu sayede, her birey hukuki konumunu önceden bilebilir ve devletin cezalandırma yetkisinin sınırlarını güvence altına alabiliriz. Kanunilik ilkesi, yargı bağımsızlığının ve birey özgürlüklerinin ayrılmaz bir parçası olarak hukuk sistemimizin kalbinde yer almaktadır.



Kaynak: https://istebuavukat.com.tr/ceza-hukukunda-yazililik-prensibi-sucta-ve-cezada-kanunilik-ilkesi