Boşanma süreci, duygusal zorlukların yanı sıra mali konuları da gündeme getirir. Bu konuların başında ise nafaka hakkı ve nafaka davası süreçleri gelir. Pek çok kişi için karmaşık ve endişe verici olabilen nafaka, aslında boşanma sonrası taraflardan birinin veya müşterek çocukların mağduriyetini önlemeyi amaçlayan yasal bir güvencedir. Bu yazıda, nafaka konusunu tüm yönleriyle ele alacak, yasal durumu ve güncel yaklaşımları anlaşılır bir dille açıklayacağız.
Nafaka Nedir ve Hukuki Dayanağı Nedir?
En basit tanımıyla nafaka, boşanma davası sırasında veya boşanma kararı kesinleştikten sonra, yasa gereği bir kişinin geçimini sağlamakla yükümlü olduğu diğer bir kişiye (genellikle eski eş veya çocuk) ödemek zorunda olduğu aylık paradır. Bu yükümlülüğün temel amacı, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan eşi veya bakıma muhtaç olan çocuğu ekonomik olarak korumaktır. Nafakanın hukuki dayanağı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'dur. Kanun, tarafların ve çocukların haklarını koruyacak şekilde nafaka türlerini ve koşullarını net bir şekilde düzenlemiştir.
Boşanma Sürecinde ve Sonrasında Nafaka Türleri
Nafaka, talep edildiği zamana ve amacına göre farklı türlere ayrılır. Her bir nafaka türünün talep edilme koşulları ve amacı farklıdır. Gelin bu türleri daha yakından inceleyelim.
1. Tedbir Nafakası
Boşanma davası açıldığı andan itibaren, dava sonuçlanana kadar geçen sürede, eşlerden birinin veya ergin olmayan çocukların geçici olarak barınma ve geçim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla bağlanan nafakadır. Tedbir nafakasında eşlerin boşanmadaki kusur oranına bakılmaz. Hakim, tarafların ekonomik durumunu göz önünde bulundurarak, dava süresince mağduriyet yaşanmaması için bu nafakaya re'sen (kendiliğinden) veya talep üzerine karar verebilir. Boşanma kararı kesinleştiğinde tedbir nafakası kendiliğinden sona erer.
2. Yoksulluk Nafakası
Boşanma sonrasında en çok konuşulan nafaka türüdür. Yoksulluk nafakası, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan tarafa, diğer eş tarafından süresiz olarak ödenmesine karar verilen paradır. Ancak bu nafakanın bağlanabilmesi için bazı şartlar vardır:
- Talep eden tarafın, boşanmada diğer eşten daha ağır kusurlu olmaması gerekir.
- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşı karşıya olması şarttır.
- Talep edilmesi gerekir; hakim kendiliğinden yoksulluk nafakasına hükmedemez.
Türkiye'de "süresiz nafaka" konusu zaman zaman tartışmalara yol açsa da, mevcut yasal düzenlemeye göre yoksulluk nafakası, alacaklı taraf yeniden evlenmediği veya yoksulluk durumu ortadan kalkmadığı sürece devam eder.
3. İştirak Nafakası
Bu nafaka türü tamamen müşterek çocukların geleceği ile ilgilidir. Boşanma sonrasında çocuğun velayeti kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım, eğitim, sağlık ve diğer zorunlu giderlerine kendi ekonomik gücü oranında katılması amacıyla ödediği nafakadır. İştirak nafakası miktarının belirlenmesinde çocuğun yaşı, ihtiyaçları, eğitimi ve ebeveynlerin mali durumu gibi faktörler göz önünde bulundurulur. Bu nafaka, kural olarak çocuk 18 yaşını doldurana kadar devam eder. Ancak çocuk eğitim hayatına devam ediyorsa (örneğin üniversite okuyorsa), bu süre eğitimin sonuna kadar uzatılabilir.
Nafaka Miktarı Nasıl Belirlenir?
Nafaka miktarını belirlemede tek yetkili Aile Mahkemesi hakimidir. Hakim, nafaka miktarını belirlerken somut durumun özelliklerine göre bir denge kurmaya çalışır. Bu süreçte dikkate alınan temel kriterler şunlardır:
- Tarafların sosyal ve ekonomik durumları (maaş, kira geliri, mal varlığı vb.)
- Nafaka alacaklısının yaşam standardı ve ihtiyaçları
- Nafaka ödeyecek olan tarafın ödeme gücü
- Çocuklar için iştirak nafakası söz konusu ise, çocuğun yaşı, eğitim seviyesi ve özel ihtiyaçları
- Paranın alım gücü (enflasyon)
Nafaka miktarı, her yıl Türkiye İstatistik Kurumu'nun belirlediği Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında artırılabilir. Bu artış talebi dava dilekçesinde belirtilmelidir. Konuyla ilgili detaylı hukuki bilgilere, Türkiye Barolar Birliği gibi resmi meslek kuruluşlarının yayınlarından da ulaşabilirsiniz.
Sonuç
Görüldüğü gibi nafaka, boşanma sürecinin en önemli hukuki ve mali sonuçlarından biridir. Tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası olmak üzere farklı türleri bulunan bu yasal hak, tarafların ve özellikle çocukların boşanma sonrası mağdur olmasını engellemeyi hedefler. Nafaka miktarının belirlenmesi ve sürecin yönetilmesi, pek çok değişkene bağlı olduğu için oldukça hassastır. Bu nedenle, boşanma ve nafaka davası gibi karmaşık süreçlerde hak kaybı yaşamamak adına bir avukattan profesyonel hukuki destek almak, atılacak en doğru adımdır.