Boşanma, şüphesiz hayatın en zorlu dönemeçlerinden biridir. Bu hassas boşanma süreci içerisinde atılacak yanlış adımlar, hem manevi hem de maddi olarak yıpratıcı sonuçlar doğurabilir. Bir boşanma davası açmayı düşünüyorsanız veya zaten bu sürecin içindeyseniz, boşanma davalarında yapılan hatalar hakkında bilgi sahibi olmanız, geleceğinizi daha sağlıklı bir zemine oturtmanıza yardımcı olacaktır. Bu yazıda, uzman gözüyle en sık karşılaşılan 5 kritik hatayı ve bu hatalardan nasıl kaçınabileceğinizi, anlaşılır ve insani bir dille ele alacağız.
1. Duygusal Kararlar Almak ve Mantığı Göz Ardı Etmek
Boşanma sürecinde öfke, hayal kırıklığı, intikam veya üzüntü gibi yoğun duygularla hareket etmek, yapılabilecek en büyük hataların başında gelir. Duygularınızın mantığınızın önüne geçmesi, uzun vadede size zarar verecek kararlar almanıza neden olabilir. Örneğin, sırf karşı tarafı üzmek için haklı olduğunuz bir mal talebinden vazgeçmek veya çocukların velayeti konusunda gerçekçi olmayan bir inatlaşmaya girmek, bu duruma en net örneklerdir. Bu dönemde sakin kalmak, profesyonel bir bakış açısıyla durumu değerlendirmek ve geleceğe odaklanmak kritik öneme sahiptir.
2. Uzman Desteği Olmadan Süreci Yürütmeye Çalışmak
Boşanma davaları, karmaşık hukuki prosedürler içeren ciddi süreçlerdir. Kulaktan dolma bilgilerle veya "bir arkadaşım da böyle boşanmıştı" gibi yaklaşımlarla hareket etmek, hak kayıplarına yol açabilir.
Neden Bir Boşanma Avukatı Gerekli?
Bir boşanma avukatı, sadece yasal prosedürleri takip eden bir vekil değildir. Aynı zamanda haklarınızı (nafaka, tazminat, velayet, mal paylaşımı) koruyan, sizi olası tuzaklara karşı uyaran ve sürecin en az hasarla atlatılması için strateji geliştiren bir danışmandır. Hukuki terimleri, dilekçe hazırlamayı veya duruşma süreçlerini bilmek zorunda değilsiniz; bu işi uzmanına bırakmak, üzerinizdeki yükü hafifletecektir.
Avukat Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Avukat seçimi, davanızın seyrini doğrudan etkiler. Özellikle Aile Hukuku alanında uzmanlaşmış, deneyimli ve en önemlisi, rahat iletişim kurabildiğiniz bir avukatla çalışmak, sürecin daha sağlıklı ilerlemesini sağlar.
3. Sosyal Medyayı Bir Savaş Alanına Çevirmek
Günümüzün dijital çağında yapılan en yaygın hatalardan biri de boşanma sürecini sosyal medyaya taşımaktır. Eşiniz hakkında yaptığınız olumsuz bir yorum, imalı bir paylaşım veya öfkeyle atılmış bir "tweet", mahkemede aleyhinize delil olarak kullanılabilir. Unutmayın, internete yazılan hiçbir şey gerçekten silinmez. Bu tür paylaşımlar sadece davanıza zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda ortak çocuklarınız varsa onları da derinden yaralar. Süreç boyunca sosyal medya hesaplarınızı gizli tutmak veya paylaşımlarınızda son derece dikkatli olmak en akıllıca yoldur.
4. Mal Paylaşımı ve Finansal Konuları Hafife Almak
Boşanmanın en çekişmeli konularından biri de finansal düzenlemeler ve mal paylaşımıdır. Bu konuyu hafife almak, gelecekteki finansal istikrarınızı tehlikeye atabilir.
Mal Rejiminin Tasfiyesi
Evlilik birliği içinde edinilen malların nasıl paylaşılacağı, kanunlarla belirlenmiştir. Türk Medeni Kanunu'na göre, eşler arasında aksine bir sözleşme yapılmamışsa "edinilmiş mallara katılma rejimi" geçerlidir. Bu konuda daha detaylı ve resmi bilgi için Türk Medeni Kanunu'nun ilgili maddelerini inceleyebilirsiniz. Süreçte tüm mal varlığınızı (banka hesapları, gayrimenkuller, araçlar, şirket hisseleri vb.) şeffaf bir şekilde beyan etmek ve karşı taraftan da aynı şeffaflığı talep etmek çok önemlidir. Mal kaçırma gibi girişimlerin ciddi hukuki yaptırımları olduğunu unutmayın.
Nafaka ve Tazminat Talepleri
Nafaka (yoksulluk ve iştirak) ile maddi ve manevi tazminat talepleri, somut gerekçelere ve delillere dayanmalıdır. Gerçekçi olmayan, fahiş taleplerde bulunmak veya hak ettiğiniz nafakayı istemekten çekinmek, sık yapılan hatalardandır. Finansal durumunuzu, evlilik süresini ve boşanmadaki kusur oranlarını göz önünde bulundurarak, avukatınızla birlikte mantıklı bir yol haritası çizmelisiniz.
5. Çocukların Çıkarını İkinci Plana Atmak
Bir boşanma davasında mahkemenin öncelikli olarak gözeteceği en önemli ilke, "çocuğun üstün yararı"dır. Eşler arasındaki anlaşmazlıklar ne olursa olsun, çocuklar bu savaşın bir parçası haline getirilmemelidir. Çocuğu diğer ebeveyne karşı doldurmak, bir taraf seçmeye zorlamak veya iletişim aracı olarak kullanmak, çocuğun psikolojisinde onarılması güç yaralar açar. Boşanmanın bir ebeveynlik bitişi değil, bir evlilik bitişi olduğunu kabul etmek gerekir. Bu konuda devletin sunduğu kaynaklardan da faydalanabilirsiniz. Konuyla ilgili rehber ve yayınlara T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın ilgili sayfasından ulaşabilirsiniz.
Sonuç: Bilinçli Adımlarla Yeni Bir Başlangıç
Boşanma davası, duygusal olarak zorlayıcı olsa da hayatın sonu değildir. Aksine, doğru yönetildiğinde daha huzurlu bir geleceğe atılan ilk adım olabilir. Duygusal kararlardan kaçınmak, mutlaka bir uzmandan destek almak, özel hayatın gizliliğini korumak, finansal konuları ciddiye almak ve en önemlisi çocukların iyiliğini her şeyin önünde tutmak, bu süreci çok daha az sancılı hale getirecektir. Unutmayın, atacağınız bilinçli ve stratejik adımlar, bu zorlu dönemi arkanızda bırakıp yeni bir başlangıç yapmanızı sağlayacaktır.