İşteBuFirma İndir

Borç Batağındaki Şirketlere Can Suyu: Konkordato Anlaşmaları Rehberi

Ekonomik dalgalanmalar veya beklenmedik krizler, en sağlam şirketleri bile mali açıdan zorlayabilir. Borçlarını ödemekte güçlük çeken ancak ticari faaliyetlerine devam etme potansiyeli olan firmalar için iflas, tek çare değildir. İşte bu noktada, bir tür borç yapılandırma mekanizması olan konkordato devreye girer. Mali sıkıntıdaki şirketler için konkordato, hem alacaklıların haklarını koruyan hem de borçluya nefes aldıran adil bir çözüm sunar. Bu rehberde, bir konkordato anlaşması sürecinin tüm detaylarını, avantajlarını ve iflastan farklarını ele alarak bu karmaşık görünen konuyu anlaşılır bir dille açıklayacağız.

Konkordato Nedir ve Neden Önemlidir?

En basit tanımıyla konkordato, borçlarını zamanında ödeyemeyen veya ödeyememe riski taşıyan iyi niyetli bir borçlunun, alacaklılarıyla mahkeme denetiminde bir anlaşmaya vararak borçlarını yeniden yapılandırmasıdır. Türk Dil Kurumu (TDK), kelimeyi "anlaşmalı iflas" olarak açıklasa da bu tanım, hukuki amacını tam olarak yansıtmaz. Çünkü konkordatonun asıl amacı, iflası önlemek ve şirketin ticari hayatına devam etmesini sağlamaktır. Bu yönüyle konkordato, sadece borçlu şirketi değil, aynı zamanda o şirketin çalışanlarını, tedarikçilerini ve dolayısıyla ekonominin genelini koruyan kritik bir mekanizmadır. İflasın getireceği yıkıcı sonuçlar yerine, yapıcı bir çözüm yolu sunar.

Konkordato Süreci Adım Adım Nasıl İşler?

Konkordato süreci, belirli yasal adımları takip eden, mahkeme denetiminde ilerleyen hassas bir süreçtir. Genel hatlarıyla süreç şu şekilde işler:

H3: Başvuru ve Gerekli Belgeler

Süreç, borçlunun veya alacaklılardan birinin Asliye Ticaret Mahkemesi'ne başvurusuyla başlar. Borçlunun başvurusu sırasında mahkemeye, şirketin mali durumunu şeffaf bir şekilde ortaya koyan detaylı bir ön proje ve ekinde mali tablolar, alacaklı listesi, borç durumu gibi kapsamlı belgeler sunması gerekir. Bu ilk adım, borçlunun iyi niyetini ve durumu düzeltme arzusunu göstermesi açısından kritiktir.

H3: Geçici Mühlet ve Komiser Atanması

Mahkeme, sunulan belgeleri inceleyerek şirketin konkordatodan faydalanma potansiyeli olduğuna kanaat getirirse, 3 aylık bir "geçici mühlet" kararı verir. Bu süre, gerekli görülmesi halinde 2 ay daha uzatılabilir. Geçici mühlet kararıyla birlikte, süreci denetlemek ve yönetmek üzere bir veya daha fazla "konkordato komiseri" atanır. Bu süre zarfında, borçlu aleyhine icra takibi yapılamaz ve mevcut takipler durur. Bu, şirkete rahat bir nefes alması için zaman tanır.

H3: Kesin Mühlet ve Alacaklılar Toplantısı

Geçici mühlet içinde yapılan incelemeler olumlu sonuçlanırsa, mahkeme 1 yıllık "kesin mühlet" kararı verir. Bu süre de zorunlu hallerde 6 ay daha uzatılabilir. Kesin mühlet döneminde konkordato komiseri, şirketin borçlarının ve alacaklarının tam listesini çıkarır ve alacaklıları, borçlunun sunduğu ödeme projesini oylamak üzere bir toplantıya davet eder. Bu toplantı, sürecin en kritik aşamasıdır.

H3: Konkordato Anlaşmasının Tasdiki ve Sonuçları

Alacaklılar toplantısında, konkordato projesinin kabul edilmesi için hem alacaklı sayısının yarısını hem de toplam alacak tutarının üçte ikisini temsil eden bir çoğunluk gerekir. Yeterli çoğunluk sağlanırsa ve mahkeme de projenin uygulanabilir olduğuna karar verirse, konkordato anlaşmasını tasdik eder. Bu kararla birlikte, şirketin borçları anlaşmada belirtilen yeni vade ve koşullara göre yapılandırılmış olur ve şirket, ticari faaliyetlerine bu yeni plana uyarak devam eder.

Şirketler İçin Konkordatonun Avantajları ve Dezavantajları

Konkordato, zor durumdaki şirketler için önemli bir fırsat sunsa da bazı zorlukları da beraberinde getirir.

H3: Avantajları

  • Faaliyetlere Devam: Şirketin ticari faaliyetleri durmaz, üretim ve istihdam devam eder.
  • Hacizlere Karşı Koruma: Mühlet süresince şirketin mal varlığı icra ve hacizlere karşı korunur.
  • Borçları Yapılandırma: Borçlar, faiz indirimleri ve uzun vadelere yayılma gibi imkanlarla ödenebilir hale gelir.
  • İflastan Kurtuluş: Başarılı bir konkordato süreci, şirketi iflasın getireceği tasfiye sürecinden kurtarır.

H3: Dezavantajları

  • İtibar Kaybı: Süreç, şirketin piyasadaki itibarına ve güvenilirliğine zarar verebilir.
  • Sıkı Denetim: Şirket yönetimi, konkordato komiseri ve mahkemenin sıkı denetimi altına girer.
  • Maliyet ve Süre: Konkordato süreci uzun, karmaşık ve masraflı olabilir.
  • Yönetim Kısıtlamaları: Şirketin bazı önemli ticari kararları (örn. mülk satışı, kefil olma) mahkeme iznine tabi olur.

İflas ile Konkordato Arasındaki Temel Farklar

Konkordato ve iflas, genellikle birbiriyle karıştırılsa da aralarında dağlar kadar fark vardır. Temel ayrım, amaçta yatar. Konkordatonun temel hedefi, borçluyu ve işletmesini kurtarmak iken; iflasın amacı, borçlunun tüm mal varlığını paraya çevirerek (tasfiye) alacaklılara payları oranında dağıtmaktır. Bu sürecin yasal çerçevesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda detaylıca düzenlenmiştir. Kısacası, konkordato bir "iyileştirme ve yaşatma" süreciyken, iflas bir "sonlandırma ve tasfiye" sürecidir.

Sonuç

Konkordato, mali darboğaza girmiş ancak kurtarılma potansiyeli olan şirketler için iflas öncesindeki son ve en önemli çıkış kapısıdır. Bu süreç, sihirli bir değnek olmasa da borçluya zaman kazandıran, alacaklıların haklarını koruyan ve ekonomik değerin yok olmasını önleyen adil bir zemin sunar. Elbette en ideali, şirketlerin sağlam bir finansal yönetimle bu tür hukuki süreçlere hiç ihtiyaç duymamasıdır. Ancak ekonomik hayatın getirdiği zorluklar karşısında konkordato, doğru yönetildiğinde, pek çok işletme için yeniden doğuşun ilk adımı olabilir.



Kaynak: https://istebuavukat.com.tr/borc-batagindaki-sirketlere-can-suyu-konkordato-anlasmalari-rehberi