İşteBuFirma İndir

Anayasaya Aykırılık Davaları: Hukukun Temel Güvencesi

Bir hukuk devletinin temel taşı, tüm yasal düzenlemelerin en üstün hukuk metni olan Anayasa'ya uygun olmasıdır. Peki, bir yasanın Anayasa'ya aykırı olduğu düşünüldüğünde ne olur? İşte bu noktada Anayasaya aykırılık davaları devreye girer. Bu davalar, temel hak ve özgürlüklerimizi koruyan, devletin keyfi uygulamalarına set çeken en önemli mekanizmalardan biridir. Bu süreçte en yetkili merci olan Anayasa Mahkemesi, kanunların anayasal çerçevede kalmasını sağlar. Gelin, hukuki güvencemizin temelini oluşturan bu önemli konuyu, yani iptal davası ve itiraz yolu gibi kavramları daha yakından inceleyelim.

Anayasaya Aykırılık Denetimi Nedir?

Modern hukuk sistemlerinde "normlar hiyerarşisi" adı verilen bir yapı bulunur. Bu piramidin en tepesinde Anayasa yer alır. Kanunlar, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri, yönetmelikler ve diğer tüm hukuki düzenlemeler, bu piramidin alt basamaklarındadır ve Anayasa'ya aykırı hükümler içeremezler. Anayasaya aykırılık denetimi, en basit tanımıyla, alt basamaktaki bir normun, en üstteki norm olan Anayasa'ya uygunluğunun kontrol edilmesidir. Eğer bir düzenlemenin Anayasa'da güvence altına alınan temel ilkelere, hak ve özgürlüklere ters düştüğü tespit edilirse, bu düzenlemenin iptali için hukuki süreç başlatılır.

Anayasaya Aykırılık Davası Türleri

Anayasal denetim, Türkiye'de temel olarak iki farklı yolla gerçekleştirilir: Soyut norm denetimi (iptal davası) ve somut norm denetimi (itiraz yolu). İki yolun işleyişi ve başvuru şartları birbirinden farklıdır.

İptal Davası (Soyut Norm Denetimi)

İptal davası, bir kanunun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin henüz belirli bir davada uygulanmadan, genel ve soyut olarak Anayasa'ya aykırılığı iddiasıyla doğrudan Anayasa Mahkemesi'ne taşınmasıdır. Yani ortada somut bir uyuşmazlık olması gerekmez.

  • Kimler Dava Açabilir? Bu davayı açma hakkı sınırlı sayıda makam ve kuruma tanınmıştır. Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubu (iktidar ve ana muhalefet) ve üye tamsayısının en az beşte biri (120) tutarındaki milletvekilleri bu davayı açabilir.
  • Süre: Dava, denetime konu olan düzenlemenin Resmî Gazete'de yayımlanmasından itibaren 60 gün içinde açılmalıdır. Bu süre hak düşürücü niteliktedir, yani sürenin geçirilmesiyle dava açma hakkı ortadan kalkar.

İtiraz Yolu (Somut Norm Denetimi)

İtiraz yolu ise, görülmekte olan bir davada uygulanan kanun hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varılması durumunda gündeme gelir. Burada denetim, soyut bir şekilde değil, somut bir davanın çözümüyle ilişkili olarak talep edilir.

  • Nasıl İşler? Bir mahkemede görülen davada, taraflardan biri uygulanan kanun hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğunu iddia edebilir veya hâkim bu kanıya kendiliğinden varabilir.
  • Süreç: Eğer mahkeme, bu iddiayı ciddi bulursa, ilgili kanun hükmünün iptali için dosyayı Anayasa Mahkemesi'ne gönderir. Bu durumda, yerel mahkemedeki dava, Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda karar vermesi için 5 ay süreyle bekletilir. Buna hukukta "bekletici mesele" denir.

Anayasa Mahkemesi'nin Rolü ve Kararların Etkisi

Türkiye'de kanunların ve diğer belirli düzenlemelerin Anayasa'ya uygunluğunu denetleme yetkisi yalnızca Anayasa Mahkemesi'ne aittir. Mahkemenin bu konuda verdiği kararlar kesindir ve tüm yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar. Anayasa Mahkemesi bir kanun hükmünü iptal ettiğinde, bu karar Resmî Gazete'de yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. Önemli bir nokta, iptal kararlarının geriye yürümemesidir. Yani, iptal edilen bir kanun hükmüne göre daha önce verilmiş ve kesinleşmiş mahkeme kararları bu durumdan etkilenmez. Bu ilke, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 153. maddesinde açıkça belirtilmiştir ve hukuki güvenlik ilkesinin bir gereğidir.

Sonuç

Özetle, Anayasaya aykırılık davaları, demokratik bir toplumda hukukun üstünlüğünü ve bireylerin temel haklarını koruyan hayati bir mekanizmadır. İptal davası ve itiraz yolu gibi denetim mekanizmaları sayesinde, yasama organının faaliyetleri anayasal sınırlar içinde tutulur. Anayasa Mahkemesi'nin bu süreçteki rolü, sadece kanunları denetlemek değil, aynı zamanda Anayasa'nın yaşayan ve yol gösteren bir metin olarak kalmasını sağlamaktır. Bu nedenle, anayasal denetim, vatandaşların devlete olan güvenini pekiştiren ve adaletin temelini oluşturan bir güvence olarak varlığını sürdürmektedir.



Kaynak: https://istebuavukat.com.tr/anayasaya-aykirilik-davalari-hukukun-temel-guvencesi